Helal sertifikacıların 'helal gıda pazarının büyüklüğü 2 trilyon dolar' şeklindeki söylemi AB'yinin de gözlerini kamaştırdı. Bunun üzerine Avrupa Standardizasyon Komitesi (CEN)'nin de Helal Gıda Standardı çıkarma hazırlığı yaptığı öğrenildi.
HERŞEY 2 TRİLYON DOLAR İÇİN Mİ?
Bazı özel oluşumların yanısıra ‘devlet'inde TSE ile sahaya indiği helal gıda sektöründe rekabet kızışıyor.
AB'NİN BİLE AKLINI ÇELDİLER
Helal sertifikası veren ve vermek isteyen kuruluşların temsilcisilerinin sık sık dile getirdi. ‘2 trilyon dolarlık büyük pasta' AB'nin de dikkatinden kaçmadı. AB'ye bağlı Avrupa Standardizasyon Komitesi (CEN)'nin de Helal Gıda Standardı çıkarmak hazırlar yaptığı duyuruldu. Alman TUV'den sonra 'helal sertifika' işine AB'nin de el atması farklı bir boyut daha kazanmasına yol açtı. Kimi çevreler tepkilerini 'dine dahleden bari Müselman olsa" dediler.
TARIM BAKANLIĞI'DA HELAL SERTİFİKASI VERİYORMUŞ
2011 yılında TRT Haber'e konuşan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı-Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kavak, “Bizim ülkemiz insanının bu hassasiyetini Tarım Bakanlığımız dikkate aldığı için, ihracatta da ihracatçımıza çare olması ve önünü kapamama anlamında, bir de karşı ülkenin tercihlerine cevap verme anlamında, helâl belgesi isteyen ülkeler için helâl belgesi düzenleme yetkisi veriyoruz. İl müdürlüklerimizde 2002'den bu yana bu işlemleri yürütüyoruz” itirafında bulunmuştu.
"930 MİLYAR DOLARLIK BİR PAZAR VAR"
TSE Başkanı Hulüsi Şentürk ise Haziran 2011'de AA'ya verdiği demeçte amaçlarını şöyle anlatıyordu: “Fransız, İtalyan, Belçika, Hollanda, Amerikan firmaları bu belgeyi çatır çatır 3 günde alırken, Türk firmaları 'Gözünün üzerinde kaşın var' denilerek aylarca, yıllarca bu belgeye sahip olamayarak, İslam ülkelerindeki gıda pazarını kaybedecekler. Yani olayın ticari boyutunu görerek, bu konuda tüm tarafların bize tam destek vermesi gerekiyor. Tamam, çok ciddi bir belge parası var, ama onun içinde aslında yıllık 930 milyar dolar olan helâl gıda pazarı var. Dünya genelinde 930 milyar dolardır geçen yılki helâl gıda pazarının cirosu. Bu ciroda iş dünyamızın geri planda kalması anlamına gelir. Bunu yapmaya da hiçbirimizin hakkı yok.”
TSE'DEN BÜYÜK LOKMA...
TSE Başkanı Retail News Dergisi'ne verdiği mülakatta ise; “Helâl sertifikası fıkıhtaki helâlle örtüşmüyor. Çünkü fıkıhta bir ürünün helâl olabilmesi için Kur'an-i şartlar var. Domuz, alkol gibi. Fıkıhta domuz eti değilse ve usulüne göre kesilmişse hayvan eti yenilebilir. TSE için bu yeterli değil. Helâl belgesi demek, hem fıkhen helâl hem de gıda güvenliğine uygun olduğu anlamına gelir” diyerek kendilerini fıkhın üstünde bir konumlandırmaya tabi tutmuştu.
"FIKIHÇILAR İŞİMİZE KARIŞMASIN"
Diyanet'in Şentürk Kasım 2011'deAfyon'da düzenlediği 'Günümüzde Helal Sempozyumu'ndaki tebliğinde ise “Helâl standardizasyon ve belgelendirme çalışmaları dini hükümler, insan sağlığı ve denetim teknikleri kapsamında ele alınmalıdır. Konunun dini boyutu İlahiyatçıların, insan sağlığı konusu bu alandaki uzmanların ve denetim konusu da söz konusu alandaki uzmanların söz söyleyebileceği alanlardır. Herkes kendi uzmanlık alanında kalır ve diğer alanla ilgili hüküm vermeye kalkmaz ise, bu çalışmalar sağlıklı sonuç verebilir” şeklindeydi.
"DİYANET PARTNERİMİZ"
TSE Başkanın çıkışları kamuoyunca eleştirilmesi üzerine yapılan açıklamada TSE'nin Diyanet ile işbirliğine vurgu yapılarak; "TSE, konuya ticari boyutuyla değil, tüm dünyada dini hassasiyetleri olan insanların bilgilenme ihtiyacı boyutuyla yaklaşmaktadır" denildi.
Başkanlığını TSE Başkanının yürüttüğü İslam Ülkeleri Standardizasyon ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC)'in yayınladığı iddia edilen helal standardı kurumun sitesinde yer almadığı gibi talep edenlere de verilmiyor. Bu nedenle SMIIC'ın standardı gizemini koruyor.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar