Başbakan Erdoğan'ın ekmek ve israf konusunu gündeme getirmesiyle başlayan süreçte iş çığırından çıktı. Kendisi sağlıklı olmayan ekmeğin bayatından cips üretmek sağlıklı bir yaklaşım değildir.
Başbakan Erdoğan'dan ekmek ve unla ilgili isteklerini sıralayan Gıda Hareketi Lideri Kemal Özer, “Bayat ekmekleri tazesiyle değiştirmeyin” dedi.
İşte Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Lideri Özer'in açıklamaları:
Gıda Hareketi'nin geçtiğimiz yıl yayınladığı ekmek raporu, Türkiye'de ekmek üretilmediği gerçeğini ortaya koymuştu.
Başbakan Erdoğan'ın ekmek israfını önlemek amacıyla başlattığı kampanyada süreç amacından çıktı. Kampanya kapsamında önceki başlatılan uygulamayla evindeki bayatlamış, bölünmüş hatta dilimlenmiş ekmekleri tüketiciler fırınlara götürüp tazesiyle değiştirilmeleri istendi. Üstelik projenin içinde bir fakülte bile var.
KAMPANYA TOPLUM SAĞLIĞINI TEHDİT EDEBİLİR
Ekmek Üreticileri Sanayicileri Sendikası'nca başlatılan kampanyaya göre bayatlamış ekmekleri fırınları geri götürülecek ve tazesiyle değiştirilecekmiş. Oysa nasıl saklandığı, hangi ellerin temas ettiği, hangi kirliklere veya kimyasallara maruz kaldığı bilinmeyen bu ekmeklerin toplanıp, cips yapılarak çocuklara yedirilmesi ciddiyetsizlik değilse düşüncesizliktir.
Bu şova dönük uygulamaların imkânsıza yakın bir hayal. Uygulanması mümkün olduğunda ise sonuçları toplum sağlığını tehdit edebilir. Halen fırından çıkıp tüketiciye ulaşıncaya kadar ortalama 17 elin temas ettiği bilinen ambalajsız ekmeğin, bayatlama sürecinde maruz kalabileceği risklerin ortadan kaldırılması için zararlı katkı maddeleri veya antibiyotik gibi maddeler kullanılma risklerini taşır. Buda mevcut uygulama ve üretim süreçleri nedeniyle büyük risk altındaki çocukların sağlığını daha da tehlikeli hâle getirebilir.
ÇÖZÜM NE OLMALI?
"Türkiye'de ekmeklere “SAĞLIĞA ZARARLIDIR” ibaresi yazılmalı!" isimli raporu ile EKMEK TEBLİĞİ ÖNERİ TASLAĞI'nı okumak için lütfen tıklayınız |
- Öncelikle taze ekmek tüketmenin doğru bir eylem olmadığı, taze ve bilhassa da sıcak ekmek tüketmenin ciddi mide ve sindirim sorunlarına yol açacağını halka anlatılmalıdır.
- Çok ekmek değil, yeterli ekmek alınması öğütlenmelidir.
- Ekmeklerin poşetlerde değil, buzdolabında saklanması gerektiği öğretilmelidir.
MEVCUT EKMEKLE YASAKLANMALI
- Daha da önemlisi katkılı beyaz ekmek üretimi derhal yasaklanmalıdır. Kepek ve rüşeymi alınmamış tam buğday ununa, kaya tuzu, su ve ekşi hamur mayası eklenerek yapılan gerçek emek dışında halk ekmeği üretimine derhal son verilmelidir.
- ‘Gerçek ekmek' ise yalnızca ambalajda, gerekli uyarılarla birlikte satışa/tüketime arz edilmelidir.
SOKAĞIMIZIN FIRINCISINI GERİ VERİN
Ekmek üretimi endüstriyel büyük tesislerde değil, -eski- ustaların şefkatli ellerinde ekmekleşmelidir. Bakanlık anlamsız bir o kadarda tehlikeli bir şekilde mahalle fırınlarıyla mücadele etmektedir. Eski usulle ekmek üretmesi koşuluyla sokağımızın/mahallemizin vazgeçilmezi fırınlar yaşatılmalı, hatta teşvik edilmelidir.
Ülkemizde fırın veya fabrikalarda günlük 80-85 milyona civarında ekmek üretilmektedir. Önerilerimiz hayata geçirildiğinde ekmek tüketimi 50 milyon adet sevilerine inecektir. Buna rağmen kimse aç kalmayacaktır. Bu durumda obezite, sindirim sorunları, diyabet, israf gibi birçok sorun ortadan kalkacaktır. Bu kalitede ekmeğin fiyatının daha yüksek olmasında da hiçbir sakınca yok, bilakis toplum sağlığı açısından son derece önemlidir.
BAŞBAKAN YANLIŞ YÖNLENDİRİLİYOR
Gıda Hareketi olarak sorunun başka bir çözümü olmadığını bildiğimiz gibi Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanlış yönlendirdiğini de biliyoruz. Başbakan isterse gerçek ekmek konusunda kendisine her türlü bilgi arzına hazırız.
ELEKTRİK SANTRALİ DEĞİL, SU DEĞİRMENİ İSTİYORUZ
Akan sularımızın birçok yerli ve yabancı kapitalistin ağzının suyunu akıttığını ve bu uğurda tabiatı talan ettikleri herkesin malumu. Oysa buralara kurulacak su değirmenleri hem işsizliği azaltacak, hem turizmi canlandıracak hem de kaybettiğimizi sağlığımızı geri getirecek.
Tarihten günümüze ekmeğin geçirdiği serüven
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar