Eşi benzeri az görülür, bin yıldır adı dillerden düşmeyen, büyük filozof, ilim adamı, eşsiz hekim İbn Sina’nın benzersiz külliyatı El-Kanun Fi’t Tıbb’ın yanlış tercüme edildiği ortaya çıktı. Bir Kamu kurumu olan Atatürk Kültür Merkezi’nce 6 cilt olarak yayınlanan El-Kanun Fi’t Tıbb’ın tercümesinde, insan sıhhatini tehlikeye düşürecek hataların yer aldığı görüldü. Eserin satışının durdurulması, tercümenin ilmi bir heyet tarafından incelenmesi gerekiyor. İşte konuyla ilgili detaylar:
Yeni Söz Haber Merkezi
İBN SİNA KİMDİR?
Miladi 980'de Buhara'da bir Türk evladı olarak doğar İbn Sina. Batı'da Avicenna adıyla tanınan ve hâlâ eserleri dünya çapında okunan, okunmakla kalmayıp en çok satanlar listesinde yer alan İbn Sina, sadece bir hekim değil, aynı zamanda büyük bir filozoftur. İki yüzü aşkın esere imza atan büyük hekim, batılılarca dahi modern biliminin kurucusu, hekimlerin şahı olarak tanınır. Tıp alanında 7-8 asır ana kaynak olan El-Kanun fi't-Tıbb onun eseridir ve bu eser Türkiye hariç dünyanın her yerinde hâlâ gerçek hekimlerin vazgeçilmez birincil kaynaklarındandır. Kitabü'ş-Şifa ise felsefenin ana kaynakları arasında yer alır. Ana dili Türkçe olan İbn Sina, Arapça, Farsça, Latince, Yunanca ve Hintçe ve gibi çok lisan bilen, Geometri mantık, fıkıh, hadis, kelam, sarf, nahiv, tababet, ecza, kimya gibi pek çok dalda zirveye ulaşmış bir isimdir. 21 Haziran 1037'de Hamedan'da ahirete irtihal eder ve kabri Hamedanda'dır.
O, TIBBIN ANA KANUNU
‘Tıbbın Kanunu' anlamına gelen ‘El-Kanun Fi't Tıbb' adlı tababet tarihinin en değerli, en vazgeçilmez ve hâlâ Türkiye dışındaki seçkin hekimlerin ana başvuru kaynağı olan eser, İbn Sina tarafından Cürcan'da yazılır. İnsanlık birikiminin süzüle süzüle geldiği en saf tıp ve ecza bilgilerini içeren külliyat 1990'lı yıllarda Türkçe'ye tercüme edilmeye başlanır. Geçtiğimiz yıllarda bitirilen ve 20 yılda tamamlanan tercümenin, İbn Sina tarafından yazılan asıl nüshaya benzemediği, ciddi tercüme hataları içerdiği tespit edildi.
BU BİR TERCÜME CİNAYETİ
Hemen her yeri tercüme hataları ile dolu olan ‘El-Kanun Fi't Tıbb Tercümesi', bir kamu kurumu olan Atatürk Kültür Merkezi yayınlarınca basılır. Yapılan incelemelerde anlatım bozukluğu bir yana, susam yağının üzüm suyu, nohut suyunun ekşi suyu diye tercüme edildiği görüldü. Bitki isimlerinin yanlış tercüme edildiği, ‘misgal' ölçülerinin yanlış dönüştürüldüğü, reçetelerin bozulduğu, hastalığın bulaşmaması için sağlam göze uygulanması gereken şeylerin hasta göze yapılması gerektiği gibi uzayıp giden hatalar zinciri bir devin tahrifi sonucunu ortaya koydu.
İNSAN HAYATI RİSKE ATILIYOR
Söz konusu çevirinin, Tokadî'nin Osmanlı Türkçesine çevirdiği ‘El-Kanun Fi't Tıbb' eserinin, büyük hatalarla günümüz Türkçesine aktarımı olduğu basit bir inceleme ile görülebilmesine rağmen mütercim, çeviriyi Arapça nüshadan yaptığını iddia ediyor. Bin nazla 20 yıl sürdüğü ileri sürülen tercümedeki hatalar devletin ve milletin aldatılması gibi vahim bir sonucu ortaya koymakla kalmıyor. Aynı zamanda ve hepsinden önemlisi yanlış bilgi ve reçeteler yüzünden insanların hayatını riske atıyor, tıp ve ecza bilgisi yerle bir ediliyor.
BU ESERİN SATIŞINI DURDURUP BİR HEYETE İNCELETİN
Cambridge'te tahsil görmüş bir “profesör” tarafından “tercüme” edilen, İbn Sina ile bağı koparılan eserin yayıncısı ise bir kamu kurumu. Üstelik mütercim, işe kendinin de görev yaptığı Atatürk Kültür Merkezi'nden almış. Kamu yayıncılığına olan güveni de yerle bir eden bu hatalar zincirinin telafisi ve gerçeğin orta çıkarılması için eserin satışının derhal durdurulması, MEB, Kültür Bakanlıkları, YÖK, Yazma Eserleri Genel Müdürlüğü, Atatürk Kültür Merkezi tarafından Arapça ve Osmanlı Türkçesi konusunda liyakatli bir heyet kurularak eser hakkındaki tespitlerin incelenmesi, gerekirse piyasadan toplanması, yeni sağlıklı bir tercümenin yapılması şart olarak görülüyor.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar