Dünya Sağlık Örgütü araştırmalarına göre cep telefonları, muhtemel kanser sebepleri arasında değerlendiriyor. Ayrıca, günde 30 dakika cep telefonu kullanan kişide beyin tümörü riski artıyor.
Uzmanlar; bulantı, baş ağrısı, bulanık görme ve dengesizlik gibi belirtilerin beyin tümörünün habercisi olabileceğini söylüyor. Çocukluk çağında ve yaşlılarda sık görülen beyin tümörlerinde, erken teşhis, tedavi şansını artıyor.
Op. Dr. Umut Yaka, beyin tümörüne yol açan nedenler ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi verdi.
Beyin tümörlerinin kafatası içerisinde büyüyerek beynin üzerine baskı yaptığını belirten Yaka, "Bu baskı beyinde kalıcı hasarlara yol açabilir.Beyin tümörleri herhangi bir yaşta oluşabilir,ancak en çok 3-12 yaş grubu ve 40-70 yaş grubunda görülmektedir." dedi.
Cep telefonunu fazla kullanan kişilerin de risk grubuna girdiğini ifade eden Yaka, "Beyin tümörlerinin oluşma sebepleri arasında; arıtma-lastik-boya sanayinde çalışmak, virüs enfeksiyonları ve kalıtımdan bahsedilmektedir. Şu ana kadar yürütülen bilimsel çalışmalarda cep telefonları ve beyin tümörü arasında net bir bağlantı bulunmamaktadır. Ancak Dünya Sağlık Örgütü, cep telefonlarını muhtemel kanser sebepleri arasında değerlendirmekte ve günde 30 dakika cep telefonu kullanımının beyin tümörü riskini artırdığı bildirmektedir." ifadelerini kullandı.
Beyin tümörleri olan hastaların yüzde 60'ının baş ağrısı şikayeti bulunduğuna dikkat çeken Yaka, söz konusu hastalığın belirtilerini şöyle sıraladı: " Baş ağrısı: Beyninde tümör olan hastaların ancak yüzde 60'ında baş ağrısı görülmektedir. Hastalar genellikle bu ağrının son birkaç aydır ortaya çıktığını ve gittikçe şiddetlendiğini ifade etmektedir. Bulantı- kusma: Bulantının baş ağrısı ile birlikte olması ve gün ya da haftalarca sürmesi çok önemlidir. Ancak baş ağrısı ve kusmanın uzun sürelerdir devam ediyor olması migren hastalığını da düşündürmektedir. Çift görme ve görme bulanıklığı: Baş ağrısı ile birlikte veya baş ağrısı olmaksızın ortaya çıkan çift görme, bulanık görme ve görmenin azalması beyin tümörlerinin ilk belirtisi arasında yer almaktadır. Kol ve bacakta kuvvetsizlik ve dengesizlik: Son zamanlarda ortaya çıkan vücudun sağ yada sol yarısında uyuşmalar, ellerde güçsüzlük, uyuşukluk ve beceriksizlik görülebilir. Yürürken sarhoşvari yürüme ve dengesizlik beyincik tümörünün belirtisi olmaktadır. Konuşma bozukluğu, konuşamama, anlama güçlüğü, konuşurken yanlış kelime ifadeleri yada sarhoşvari konuşma da beyin tümörlerinin ilk bulgusu olmaktadır. Sara nöbetleri (epilepsi): Bilinç kaybı olarak yada olmaksızın istem dışı kasılmalar, panik atak tarzında kendini kötü hissetmeler bir epilepsi çeşidi olabilir. Özellikle 20 yaş sonrası ortaya çıkan bu tarz nöbetler, aksi ispatlanana kadar beyin tümörüne bağlı olduğu düşünülerek araştırılmalıdır."
Her baş ağrısının beyin tümörüne de işaret etmeyeceğini dile getiren Yaka, "Baş ağrısının uzun sürelerdir var olması ilk etapta migren hastalığını düşündürmektedir. Ancak beynin kendisi ağrıya hassas bir organ olmadığından, beyinde gelişen bir tümör belirli bir büyüklüğe erişene kadar pek baş ağrısına sebep olmamaktadır. Özellikle büyüme hızı fazla olan tümörlerde baş ağrısı görülürken, yavaş gelişen beyin tümörlerinde beyin geriye çekilerek tümöre yer açmaktadır. Bu durumda çok büyük boyutlarda dahi baş ağrısı hastada görülmeyebilir." ifadelerini kullandı.
Tümörün büyümeden tedavi edilmesi gerektiğine dikkat çeken Yaka, "Son zamanlarda artan, daha öncekilerden farklı baş ağrısı, görme azalması, işitme vekoku hissinin azalması ya da kaybı, kafatasında ortaya çıkan şişlik ve sıklaşan bayılmalar beyin tümörü belirtisi olabilir. Küçük boyutlarda erkenden teşhis edilen tümörlerde hasta tedavisinde çok daha iyi sonuç alabilmek mümkünken, büyük boyuta ulaşmış tümörlerin tedavisi daha zor ve tehlikeli olabilmektedir." diye konuştu.
Yaka, beyin tümörlerinin tedavisine ilişkin şu bilgileri verdi: "Beyin tümörünün tedavisi; tümörünün tipi, yerleşim yeri, tümörün çapı, hastanın yaşı ve genel sağlığı gibi birçok faktöre bağlı olmaktadır. Tedavi yöntemi ve uygulama şekli çocuk ve erişkin hastalar için farklıdır.Beyin tümörlerinin tedavisi cerrahi operasyon gerektiren bir hastalıktır. İster iyi huylu, ister kötü huylu olsun, tüm tümörler cerrahi olarak tedavi edilmektedir. Ancak bazı durumlarda cerrahi uygulamak mümkün olmayabilir. Tümör beynin çok hassas olan bazı hayati bölgelerine yerleşmişse; bu bölgelere dokunmak hayati tehlike yarattığından tümör yerinde bırakılmaktadır. Bu durumda sadece ışın tedavisi ve ilaç tedavisi uygulaması yapılmaktadır."
(CİHAN)
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar