Erdoğan ailesi nasıl besleniyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zevcesi Emine Hanım'ın geleneksel hayata yönelik ilgisi biliniyor. Efkâr-ı umimiye yansıyan haberlere göre Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın mutfağı oldukça mütevazı. Anadolu'nun geleneksel mutfağından farkı neredeyse yokmuş. Emine Erdoğan limon ve elma kabuklarını ziyan etmiyor, onlardan sirke kurduruyormuş...

Erdoğan ailesi nasıl besleniyor?
Son on beş yıldır dünyada olduğu gibi ülkemizde de sade yaşamı tercih edenlerin sayısı her geçen gün artıyor. 'Doğaya dönüş' fikrinin önemle altının çizildiği bu hayat felsefesinde giyimden, gıdaya, temizlik ürününden, ilaca kadar her konuda doğal ürünler birer nimet. Bu nimetlerden fazla tüketmemek ve ziyan etmemek şartıyla… Sade bir hayat ana felsefesi insanın ve tabiatın fıtratını bozmamak. Ev temizliğinde doğal temizleyiciler, giyimde pamuklu doğal kumaşlar, sofralarda ise ev yapımı sirkeler, hormonsuz ve işlenmemiş gıdalar yer alıyor. Hastalık durumunda ise öncelik doğal ilaçların. Böylece hem sağlıklı ürünler tercih ediyor hem de yaşadığımız dünyayı gelecek nesillere daha 'temiz' bırakmış oluyoruz. Zira buzdolabımızdaki yiyecekte, içtiğimiz ilaçta ve hatta giydiğimiz elbisenin kumaşında bile kimyasal ürünler var ve bu zararlı maddeler yaşadığımız dünyayı da sağlığımızı da tehdit ediyor
 
GÖRÜŞMELERLE KATKI MADDELERİ DÜŞÜRÜLDÜ
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın zevcesi Emine Erdoğan geleneseksel hayatın önemine vurgu yapan ve yaşantısında da mümkün olduğunca buna öncelik veren bir isim. Katıldığı yurt içi ve yurt dışı gezilerinde sade bir hayatın yaygınlaşması için çalışmalar yürütüyor, yeni projeler geliştiriyor.
 
Geçtiğimiz hafta Emine Erdoğan'ın himayesinde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nca Gönül Elçileri Projesi kapsamında oluşturulan “Bereket Ormanı" bu çalışmalardan sadece biriydi. Burada bir kez daha doğaya dönüş ve doğal yaşamın önemine vurgu yapıldı. Emine Erdoğan doğal ve sade hayatı Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na da taşımış. Tamamen şaşaadan uzak sade sofralar kuruluyor, haftanın belli günleri oruçla geçiriliyor. Sarayın mutfağına giren her gıdanın içerik bilgisini araştırıp, nereden geldiğini tohumun kaynağını mutlaka sorgulayan Erdoğan, geleneksel ve katkısız üretime çok önem veriyor.
 
Bu konuda evine gelen ürünlerin üreticilerine de mutlaka görüşlerini ileten Emine Erdoğan, üreticileri de katkısız üretime teşvik ediyor. Bu sayede bir çok firma ürünlerde katkı maddeleri kullanımını asgariye indirmiş. Ayrıca sarayda tabiî okular kullanılıyor uçucu yağlar ve kendiliğinden kokulu çiçeklerle evde ferah ve temiz bir atmosfer sağlanıyor.
 
SOFRALAR ÇOK SADE
 
Sağlıklı kalmanın en temel şartının fıtrî ve ölçülü beslenme olduğuna vurgu yapan Erdoğan ailesinin sofrası da oldukça sade ve mevsimine uygun yiyeceklerden kuruluyor. Asla kışın domates ya da salatalık sofraya getirilmiyor. Genel olarak bir kase çorba ve ya bir çeşit yemek, salatayla yeniliyor. Sofralar ancak bir misafir varsa şenleniyor. Erdoğan meyve yiyecekse aç karnına ve mevsimine uygun olanları tercih ediyor. Tüketilen yiyeceklerin besin değerine de dikkat ediyor. Ceviz, badem, yer fıstığı gibi kavrulmamış (çiğ) kuru yemişler sofrada oluyor. Yine mevsimine uygun meyve ve sebzeler tüketiliyor. Her sabah güne mutlaka sıvıyla başlayan Erdoğan'a hazırlanan içecek herkesin evde kolayca hazırlayacağı son derece sağlıklı ve basit karışımlar. Özellikle limon suyu başı çekiyor yine zencefil suyu ve taze nane yaprağı suyundan hazırlanan doğal içecekler sabah güne başlamak için tercih ediliyor. Ayrıca bitki çayları özellikle de sıklıkla Rize'nin beyaz çayını içiyor.
 
MUTFAKTA SİRKE VE ÇÖREK OTU EKSİK OLMUYOR
 
Konutun mutfağında geleneksel usüllerle kurutulmuş meyve ve sebzelerin yanında tabi ki ev yapımı sirkeler de eksik olmuyor. Erdoğan limon ve elma kabuklarını ziyan ettirmiyor bunlardan temizlik ve gıdada kullanılmak üzere ev yapımı sirke kurduruyor. Zeytin ve hurma çekirdeklerinden soslar hazırlatıyor. Yine sofrasında mutlaka her öğün çörek otu bulunduruyor. Hiç vazgeçmediği sağlık iksiri ise çörek otu yağı ve zencefil.
 
ÖZEL PERHİZ
 
Hasta olduğunda mümkün mertebe ilaç kullanmayan Erdoğan, öncelikle bitkisel tedavi metotlarını tercih ediyor. İşte Emine Erdoğan'ın kullandığı ve herkesin evde kolayla uygulayacağı geleneksel tedavi yöntemleri: Baş ağrısında nane yağı kokluyor. Grip ve nezle olduğunda yemeği azaltıp bol bol sıvı tüketiyor. Antiseptik özelliği olan gül suyu ve elma sirkesini su ile karıştırıp içiyor. Bal, zencefil, zerdeçal, çörekotu ve tarçın kabuğuyla hazırlanan kış macununu bağışıklık sistemini kuvvetlendirici olarak kullanıyor. Emine Erdoğan bedenin emanet olduğu fikrinden hareketle belli dönemlerde özel perhizler uyguluyor.
 
MANGOYU KURUTUP SAKLAYIN
 
Eskiden Anadolu'da evlerde hazır gıdalar değil kadınların el emeği göz nuru hazırladıkları ürünler tüketilirdi. Bu gelenek bugün Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda hala devam ediyor. Ev yapımı sirkeler, kurutulan sebze ve meyveler Erdoğanların mutfağından eksik olmuyor. Hatta gelen misafirlere de bunlardan ikram ediliyor. Bu 'doğal yaşam' konusu sık sık dış heyetlerin kabulünde de First Lady'lerin sohbetinde gündeme geliyor. Geçtiğimiz Ocak ayında Mali Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita ile eşi Aminata Keita'yı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Emine Erdoğan Cumhurbaşkanlığı sarayında kabul ettiğinde konu Mali'de bol bol yetişen dünyanın en lezzetli meyvesi mangoya gelmiş. Keita hanımefendi, en güzel mangoların kendi memleketlerinde yetiştiğini ancak bu meyvelerin çok kolay bozulmasından dolayı ithalatını zor yaptıklarını anlatınca Emine Erdoğan kendi mutfaklarında meyveler fazlaysa kurutarak sakladıklarını söylemiş ve Keita'ya da mango kurusu yaparak ithalatı artırmalarını önermiş. Tıpkı bizim Anadolu'da elma, üzüm, incir, kayısı, erik gibi meyvelerin kurutulup geçim kaynağı olarak kullanılması gibi.
 
KADİM TIBBA TAM DESTEK
 
Dünyanın pek çok ülkesinde modern tıp ile kadim tıp birlikte hizmet verirken bizim ülkemizde Emine Erdoğan'ın girişimiyle bu tür çalışmalar yeni yeni filizlenmeye başladı. Erdoğan'a yurtiçi ve yurtdışından bununla ilgili gelen pek çok proje oluyor. Sağlık Bakanlığı geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını modern tıpla birlikte kullanmak için ilk olarak 2008'de girişimlerde bulundu. Hanımefendi'nin önlüğünde bu alanın genişleyeceği bekleniyor.
 
"TOPRAKLA BAĞIMIZI KOPARDIK"
 
Seksen bir ilde vali eşlerinin öncü olduğu ''Bereket Ormanları'' projesinde çocuklar ve aileler kendi yaşadıkları şehirlerde ağaçlar dikti. Emine Erdoğan, toprakla insan ilişkisi konusunda şu önemli vurguyu yaptı: “İnsanlık yerleşik hayata toprağı ekip biçmekle geçti. Dolayısıyla, medeniyeti toprağa borçluyuz. Fakat büyük bir tezat içinde, medeniyet adına, toprakla bağımızı kopardık. Sanayi Devrimi ile birlikte insan, çevreye zarar veren, tabiata hükmeden bir varlık haline geldi. Oysa bizim medeniyetimizde insan, tabiatın efendisi olmak yerine, onunla uyum içinde yaşamayı önceleyen bir ahlaka sahipti. Hatta buradan, yaratıcının isimlerini okuyan bir bilinç çıkarıyordu. Teknolojik gelişmeler, hızlı kentleşme ne yazık ki, bu bilinci yavaş yavaş aşındırdı. Bugün, insanın doğal kaynakları tüketme hızı, tabiatın kendini yenileme hızını, yüzde 50 oranında aşmış bulunuyor." (cafekulis)
 
 
 

Yorum Yap

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı!
CHP'den eksik ama doğru tohum hamlesi

CHP'den eksik ama doğru tohum hamlesi

2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.

Bayer insanlığı kanser yaptığını kabul etti

Bayer insanlığı kanser yaptığını kabul etti

Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.

GDO'lu tohum yok cümleleri yalanmış, işte gerçekler

GDO'lu tohum yok cümleleri yalanmış, işte gerçekler

Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.

Meyve ve sebzelerdeki büyüme hormonuna dikkat

Meyve ve sebzelerdeki büyüme hormonuna dikkat

Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.

Şeker ve şekerli içecekler kanser riskini artırıyor

Şeker ve şekerli içecekler kanser riskini artırıyor

Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.

Gerçekler er geç ortaya çıkar: İşte ilginç bir araştırma

Gerçekler er geç ortaya çıkar: İşte ilginç bir araştırma

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı

'Aflatoksin içermeyen süt bulamadım'

'Aflatoksin içermeyen süt bulamadım'

Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.

Yerli sığır ırklarımız ve sağlıklı süt

Yerli sığır ırklarımız ve sağlıklı süt

Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.

Gıda Hareketi bir kez daha haklı çıktı

Gıda Hareketi bir kez daha haklı çıktı

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.