Kanadalı doktorlar tuzu, insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle '1 numaralı halk sağlığı düşmanı' ilan etti. Tuz hakikaten zararlı mı? Günlük doz ne kadar olmalı. Bizler ne kadar tüketiyoruz?
Kanadalı doktorlar tuzu, insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle "1 numaralı halk sağlığı düşmanı" ilan etti.
Halk İçin Bilim Merkezi isimli sivil toplum kuruluşuna üye doktorlarca yapılan Tuzlu Bir Hata isimli araştırmaya göre, tuzun ve içeriğindeki sodyumun neden olduğu ölümler, diğer kimyasallara oranla daha yüksek.
Halk İçin Bilim Merkezi Ulusal Koordinatörü Bill Jeffery, hükümeti ve gıda üreticilerini aşırı sodyum tüketimini dizginlemede daha etkin hareket etmeye çağırdıklarını belirterek, "Gıdalardaki tuz oranını yüzde 75 azaltmak, sağlık sisteminde yıllık 2 milyar Dolar daha az harcama ile eşdeğerdir. Tuzun ve başka gıdalarla alınan ilave sodyumun, kardiyovasküler sistem üzerindeki olumsuz etkileri bilinenden daha fazladır. Yüksek tansiyon hastalarının üçte birinin hastalık nedeni tuz ve sodyumdur. İşte biz bu ve daha birçok nedenden ötürü tuzu 1 numaralı halk sağlığı düşmanı olarak ilan ediyoruz" dedi.
Araştırmada, 320 lokantada yapılan incelemelerde, normalde 70 gramlık bir hamburger ya da patates kızartması servisinin içinde 40 miligram olması gereken tuz ve sodyum miktarının, 500 ila 550 miligram olarak saptandığı belirtildi.
Sağlıklı bir diyet için tuz gereklidir. Bir günde yaklaşık 1 g tuza ihtiyacımız vardır. Bununla beraber, birçoğumuz günde yaklaşık 10 g, yani gereğinden on kat daha fazlasını tüketiyoruz. Bir seferde bu değerin on katı ölümcül olabilmektedir! Bazı kanıtlar göstermiştir ki, bazı insanlar için, çok fazla tuz yüksek kan basıncında payı olan bir faktördür. Yalnız “çok fazla” miktarının ne kadar olduğu kişiden kişiye değişmektedir. Tüketimi günde 5 grama düşürmek önemli bir tavsiyedir.
Bizim günlük 1 g'lık tuz ihtiyacımızı doğal olarak gıdalar bünyelerinde bulundurmaktadır. Bununla beraber, bazen işleme veya pişirme esnasında gıdaya tuz ilave edilmektedir. Aynı zamanda tadı ve lezzeti artırmak için de tüketiciler tarafından yemeğin üstüne serpilir. Ekmek,domates, haşlanmış yumurta gibi gıdalar bir çok kişi için tuzsuz yeterli lezzetli değildir. Tuz aynı zamanda bazı gıdaları korumak amacıyla da ilave edilir. Gıda korunmasının bilinen en eski yöntemlerinden birisi de tuzla kürleme yöntemidir.
Tuz elbetteki bir hamurda çok önemlidir. Undaki bir çok protein karıştırma işlemiyle gluten ağını oluşturur. Bu proteinlerden bazıları tuzlu suda, normal suya göre daha iyi çözünür.
Bu nedenle, daha güçlü gluten ağı elde etmede tuz yardımcı olmaktadır.
Ticari fırınlarda genelde tuz ilavesi karıştırmanın son aşamalarında yapılmaktadır. Çünkü hamuru gevrek yapmakta ve ayrıca bu aşamada mayanın gelişmesini engellemektedir. Bununla birlikte tuz olmaksızın da ekmek eksiksiz bir şekilde yapılabilir.
Tuz bir antibakteriyel ajan olarak tanımlanır. Çünkü birçok gıdada bakteriyel gelişmeyi engeller. Tuz gıdayı, gıdadaki “serbest” su molekülleri miktarını düşürerek korur. Bakterilerin gelişmesi için neme ihtiyaçları vardır, yani yeteri kadar “serbest” su olmayan tuz içeren gıdalarda bakteriler iyi gelişemez.
E249, E250, E251, E252, E260, E260, E262, E263, E281, E282, E283
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar