Mersin’de yapılan GDO operasyonunu değerlendiren Akdeniz Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkan Mahmut Arslan, pirinlerin GDO’lu olmadığını iddia etti. Aslan “Türkiye tarihinde ilk defa pirinç ithal edecek konuma gelmiştir” dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker geçtiğimiz günlerde düzenlediği basın toplantısında 'dünyada GDO üretiminin olmadığı ve ticaret konu GDO olmadığını' iddia etti. Buna rağmen halkın kafası karışık. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Şimdi Sayın Bakanımızın da açıkladığı gibi dünyada GDO'ya konu olmuş bir pirinç yok. GDO'lu pirinç söz konusu olmadığı için sanki Amerika'dan kusurlu bir mal olduğu için getirilmiş gibi gösterilmiş ve Türk halkına yedirilmiş imajı verilerek bir GDO operasyonu yapılmıştır. Durum bu halde iken basın yanlış bilgilendirildi ve Amerika'nın reddettiği zehirli atık mal Türkiye'ye getirilmiş ve bunu Bakliyatçılar piyasaya sürmüşlerdir, hatta yine yeterli bilgiye sahip olmayan Ticaret ve Gümrük Bakanı'mız da bu basında çıkan haberler ve operasyonu yapan KİM (Kaçak İstihbarat Müdürlüğü) tarafından yanlış bildirilerek ve Trakya'dan da bir bölümünün girmiş olduğunu ifade ettiği ve sanki Türkiye'nin belli noktalarından kaçak getirildiği gösterilerek halkın yanlış bilgilendirildiği ve bunun halk üzerinde büyük etki yarattığı gösterilmiştir. Bunun bir bilgi noksanlığı olduğunu veya özellikle Bakliyatçılara yönelik operasyon olduğunu görüyorum. Burda bazı aslı astarı olmayan bilgilerle bazı firmalar ve insanlar karalandı sahipleri içeri alındı.
Peki, bir eksiklik mi vardı, bunda, sizin anlattıklarınız tam olarak ifade edilmedi mi, sizin bu operasyonda ki savunma şekliniz nasıl oldu, insanlar tam olarak GDO konusunda ikna oldu mu?
Hayır, ikna olmadı. Bu çift taraflı bir durum burda Tarım Bakanlığı'da devreye girmeli. Türkiye'de eğer bir haber başlık yapılacaksa ince elenip sık dokunmalı, Türk halkı manşet olarak gördüğü zaman buna doğal olarak inanıyor. Ama burda gazetenin de yanıltıldığını düşünüyorum. Bu başlık bakan üzerinde bile etkili olabiliyor. Bunun halk üzerinde etkili olması ise gayet doğaldır. Elit kesim üzerinde bile etkili olmaya başladı. Bu durum halkın üzerinde büyük bir etki yarattı.
“TÜRKİYE TARİHİNDE İLK DEFA PİRİNÇ İTHAL EDECEK KONUMA GELMİŞTİR”
Samsun Gıda Üretim Kurulu Başkanı Fatih Öztürk, Türkiye'de GDO olmadığını ve yapay bir kriz oluşturulmak istendiğini belirtti. Türkiye'de gerçekten böyle bir durum var mı?
Olabilir. Fiyatı düşürmek istediler. Pirinç çiftçisini bu ekimden vaz geçirmek istediler. Pirinç çiftçisi vaz geçince bundan kim kazançlı çıkar ithalatçılar. Böyle bir oyun da olabilir. Bu bir senaryo olabilir. Ama Türkiye'ye zarar verdiği aşikâr. Çünkü Türkiye'de Osmancık denilen sadece Türkiye'de yetişen bir pirinç var. Bu pirinç ile dekar başına büyük bir verim alınmakta zaten. Türkiye tarihinde ilk defa pirinç ithal edecek konuma gelmiştir. Türkiye eskiden Carlos isimli pirinçten 400 Bin ton ihraç ederdi ama şu an 20-30 bin tona inmiş durumda.
“AMERİKA BİZE DAVA AÇMALI”
Adı geçen firmalar suçsuz ise ABD hakkında dava açma durumu söz konusu olabilir mi? Türkiye ülke olarak bir dava açamaz mı? Eğer çeltiklerde bulaşma var ise sorumluluğunu yerine getirmediği gerekçesi ile veya çeltikler gerçekten GDO'lu ise bu konuda ABD'ye dava açılmaz mı? Vatan gazetesinin haberine göre Japonya ve Rusya ABD'ye dava açmış ve ABD bu ülkelere 750 milyon dolar tazminat ödemek zorunda kalmış, Japonya ve Rusya ithalatı durdurmuş, bunun gibi bir şeyin yapılması söz konusu olamaz mı?
Bunlar gerçek dışı haberler, böyle bir şey dünyada yok. Çünkü dünyada GDO diye bir şey yok. Türkiye tazminat açamaz böyle bir şey yok aslında Amerika bize dava açmalı.
"PİRİNÇ GDO'LU DEĞİL ÇELTİK GDO'LUDUR"
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bulaşmadan söz ediyor. Bu ne demek oluyor tam olarak?
Bulaşmayı Amerikalılar yapmadı ki zaten. Pirinç GDO'lu değil çeltik GDO'ludur. Çeltiği soyup kabuğunu attıktan sonra zaten GDO diye bir şey kalmıyor ki. İnsanlar çeltik yiyemez zaten. Dolayısıyla bulaşıklık zaten ortadan kalkıyor. Bunda asıl konu pirinç. Pirinç GDO'lu yok. Kabuğu olan çeltikte varsa o da soyulduktan sonra bir şey kalmıyor.
“İNSAN VÜCUDUNUN ZEHRE İHTİYACI VAR”
Bizim Biyogüvenlik Kanunu ile AB mevzuatı uyumlu. AB Binde 9 kadarı bulaşma sayarken Türkiye binde 0,8'i bulaşma olarak kabul ediyor. Bu doğru bir uygulama mıdır?
Değildir. Bu tür taşımalarda hepsine bulaşmaz. Firmalardan bir tanesi 10 bin ton getirmiş ama son partide çıkmış bulaşıklık. O da binde 4 civarında bir bulaşıklık. O da çeltikte. Burda ki bulaşıklık oranı ne insan hayatını etkileyecek bir şey değil. Kaldı ki bu tartışma konusu bile değil. Sırf GDO ‘lu yediğiniz vakitte bir şey olmaz size. Bu ispat edilmemiş. Avrupa'da paketler üzerinde GDO yazılması doğaldır. Ve onun fiyatı farklıdır. Bulaşık olması GDO'lu olduğu anlamına gelmiyor. Sıfır tolerans olması ise imkânsız bir durumdur. Bu gün içtiğimiz suda arsenik var ama yazılmaz üzerinde şişenin. Yani bir tolerans var, insanın da vücudunun zehire ihtiyacı var.
Pirinç tüketiminin yüzde 50 azaldığı iddia ediliyor Bu doğru mu?
Yok, ben bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Anadolu Ajansı haberine göre bu daha belli değil. Ama Türk pirincinin fiyatının %10 arttığı söyleniyor.
Pirinç fiyatının sürekli yükseldiği iddiaları konusunda ne düşünüyorsunuz?
Doğru. Maalesef sözde gerçek GDO'lu pirinç olunca artık tüketici haklı olarak manşet haberlerine güvenecek. Bu haberi veren gazete Türkiye'nin en büyük gazetelerinden birisi. Bu haberden sonra millet tercihini bulgurdan yana kullanmaya başladı. Yerli malı olan herkes bundan kazanç sağladı. Yani tüketiciyi kazıkladılar. Bu haberler tüketiciyi kazıklamadan başka bir işe yaramıyor. Burda tüketiciyi korumamız lazımdı. Ben bu haberi yaptım ama sesim fazla çıkmadı.
Şu an dünyada pirinç üretiminde nerdeyiz yani kendi kendimize yetecek kadar pirincimiz var mı?
Kendi kendimize yetiyoruz artık. Hükümetin özellikle son 6 yılda pirinç çiftçilerini destekleme kararı alması ve Osmancık pirincinin Toprak Mahsulleri Ofisi'nin desteği desteklenmesi gayet memnuniyet verici ve şu an pirinç ihraç edecek konuma geldik. Baktığımız zaman ithalat ihracat dengesine birbirine çok yakın.
BULGUR ANADOLU'YA HAS BİR ÜRÜNDÜR
Bir röportajınızda bulgur tüketiminin arttığını söylemişsiniz bulgur tüketiminin artmasının ülke ekonomisine katkısını nasıl buluyorsunuz? Bulgur ithalatı yapıyor musunuz?
Çok arttı önce bir etnik marketlere girdi bir Avrupa'da etnik market mesela tüp marketlere gitti buradan o kişiler bulguru her yiyen yabancı ‘bulgur nedir' diye sorar ve ondan sonrada bulgur yaygınlaştı. Amerika'da bulgurun yaygın olmasının nedeni Türkiye'den göç eden Ermeniler Kalifornya'da kurulmuş bulgur fabrikaları var. Orada büyük bir nüfus var onlarda hep bulgur yiyorlar. Pirinçte şekeri arttırıyor bulgur arttırmıyor son yıllarda hangi doktora giderseniz gidin bulguru öneriyor. Bulgurun lif oranı yüksek olduğu için kolon kanserine iyi geliyor.
Tohumlar ne hakkında neler söylemek istersiniz?
Zaten tohum sertifikalı olmadı mı tohum denmez ona. Tarım Bakanlığı tohumculuğu teşvik etmek için çiftçiye mesela tohum kullandığı için ona ödeme yapıyor onun içinde sertifika istiyor yani bütün hepsi sertifikalıdır.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar