Şu kesin ki Türkiye'nin bir LÖSEV sorunu var. Bakan Müezzinoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı Toplantısı’nın kapanış oturumunun medya mensuplarının ÖSEv ve yeni grip masalına hakkındaki sorularına şu cevapları verdi.
Bir gazetecinin “Avrupa'da bir grip salgını var. Türkiye'de de var mı şu anda? Bilim Kurulu'nun toplanacağı söylendi” sorusu üzerine Müezzinoğlu, grip salgını açısından kasım, aralık, ocak ve hatta şubat aylarının, diğer yıllardaki aynı dönemlere göre oldukça sakin ve sorunsuz atlatıldığını söyledi.
Mehmet Müezzinoğlu, son 10 gündür hekimlerin grip vakalarıyla karşılaştıklarını belirterek, şu bilgileri verdi:
“Birkaç ciddi seyreden vakamız var. Ama şu anda olağanüstü bir salgın durumu söz konusu değil. Bilim Kurulumuz da gerek Fransa'da gerek Almanya'da, Avrupa'daki gidişatı gözlemliyor. Şu anda olağanüstü kamuoyunu teyakkuza geçirecek bir durum söz konusu değil. Özellikle çocuklarımıza, tüm topluma hijyen, özellikle el temizliğine daha çok dikkat etmelerini, diğer taraftan bol sulu gıda almalarını, bir de aşarı yoğunluk ve yorgunluktan uzak durmalarını tavsiye ediyoruz.”
“Sınırlarda bir sıkıntı var mı?” şeklindeki soruya Müezzinoğlu, “Sınırlarda virüsü kontrol edecek halimiz yok. Neticede virüs pasaportlu gelmiyor” karşılığını verdi.
- “Hastanelerin ruhsat alma ve planlamaya uymak gibi sorumlulukları var”
Bakan Müezzinoğlu, LÖSEV'e ilişkin bir soru üzerine, “LÖSEV ile ilgili daha fazla konuşmak istemiyorum. Neticede Türkiye'de tüm özel, vakıf hastaneleri Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsat alma ve planlamaya uymak gibi bir görevi ve sorumluluğu var. O zaman Sağlık Bakanlığı'nın bir anlamı olmaz. Ruhsatlandırma gibi bir yetki Bakanlıkta ise Türkiye'ni,n 78 milyonun sağlığından sorumlu olarak Sağlık Bakanlığı varsa herkes Sağlık Bakanlığı'nın planlamalarına uymak zorunda” ifadelerini kullandı.
LÖSEV yönetiminin baştan Sağlık Bakanlığı'na yaptığı müracaatın arkasında durması gerektiğini dile getiren Müezzinoğlu, yapılan müracaatın karşılığının verildiğini aktardı.
Müezzinoğlu, bir gazetecinin, “LÖSEV Başkanı'nın ‘Cumhurbaşkanı, Başbakan izin ver' der şeklinde bir değerlendirmesi var. Neler düşünüyorsunuz?” şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı:
“Demokratik ülkelerde, Türkiye'de, hukuk devletlerinde farklı makamları bu işlerin aracı yapmak doğru değil. Burada bir lösemili çocuklarımız bu anlamda kullanılıyor. İki, aileleri kullanılıyor. Ondan sonra diğer makamlar kullanılmaya çalışılıyor. Kamuoyu baskısı yapılarak kullanılmaya çalışılıyor. Ülkemizde (her yıl) 900 lösemili çocuğumuz var, LÖSEV 40 çocuğumuzu tedavisi yapıyor. Bu anlamda onların bu çocukları tedavi etmelerinden dolayı teşekkür ediyoruz.”
Bakan Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı olarak Türkiye'nin her köşesindeki lösemili çocukları düşünmek zorunda olduklarını vurgulayarak, “Bu ülkenin toplam 161 çocuk hematoloğu ve onkoloğu var. Biz bunları planlamak durumundayız. Dolayısıyla bu planlamaya da LÖSEV ya da bir başkası uymak durumunda” değerlendirmesinde bulundu.
Bir gazetecinin “Kamuoyunda estirilmeye çalışılan sanki bir hayır kurumunun önü kesiliyormuş algısında, rantın gizlenme amacı olabilir mi?” şeklinde sorusuna Müezzinoğlu, şu karşılığı verdi:
“Onu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Herhangi bir özel sektör, vakıf ya da dernek bir sağlık kuruluşu açacak ise bu planlamalarına uymak durumunda ve ruhsat alma durumunda. Bu planlamalarla ilgili bize 2-3 yıl önce yaptıkları taleplere biz cevap vermişiz. 50 yataklı. Sonra bizim ihtiyacımız daha çok demişler, 100 yatağa izin vermişiz. Ama biz binayı 400 yatak yaptık denirse bu olmaz. Dolayısıyla demokratik ülkelerde, bu şekilde bir algı operasyonunu doğru bulmuyorum.”
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar