Gıda Hareketi'nin Milupa Aptamil'de GDO tespit edilmesiyle ilgili yayınladığı belge, Avrupa Birliği'ni harekete geçirdi. AB'nin şantajına boyun eğen Türkiye ise alelacele kanuna aykırı olmasına rağmen GDO yönetmeliğini değiştirerek GDO'yu serbest bıraktı. Şimdi gözler kanunun da AB şantajına uygun olarak değiştirilip değiştirilmeyeceğinde.
AB, TÜRKİYE'Yİ TEHDİT ETTİ
Milupa Aptamil Sütlü Tahıl Karışımı ürününde GDO'nun tespit edilmesi üzerine yaşanan skandalda yeni detaylar gündeme geldi.
Bakanlık birimlerinin söz konusu markanın çocuk mamalarında GDO'yu tespit ederek ürünleri toplatmasıyla birlikte AB'nin hemen devreye girerek Türkiye'den savunma istediği ortaya çıktı. Türkiye de Biyogüvenlik Kanunu'nu gerekçe göstererek gıda ürünlerinde GDO'nun kesinlikle yasak olduğuna dikkat çekti.
AB, yaptığı uyarıda özellikle Türkiye'nin müzakere sürecine vurgu yapılması anlamlı bulundu. Bilindiği üzere Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın piyasa denetimleri sırasında Milupa Aptamil Sütlü Tahıl Karışımı ürününde GDO içerdiği tespit edilmişti. Bunun üzerine GDO'lu Milupa'ların ürünleri toplatılmıştı. Çocuk mamalarındaki skandal Gıda Güvenliği Hareketi tarafından ortaya çıkarılmıştı.
Bakanlık, küçük firmaların hileli ürünlerini deşifre ederken Fransız gıda devi Danone bünyesinde yer alan Milupa'daki GDO skandalını deşifre edememişti. Milupa ürünlerinin toplatılması üzerine AB'nin bundan rahatsız olduğu ve hemen Fransız gıda devi için devreye girdiği ortaya çıktı.
Milli Gazete'de yer alan habere göre, Avrupa Birliği ülkelerinde tohum ekimi yasak olmasına rağmen gıda ürünlerinde GDO serbest. Türkiye'nin de AB ile müzakere sürecinde olduğu hatırlatılarak Milipa'nın ürünlerinin toplatılma kararının yeniden gözden geçirilmesi istendi. 2010 yılında yürürlüğe giren 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu'da Türkiye'de GDO'nun sadece yem hammaddesi olarak kullanılması serbest.
Türkiye'nin girmeye çalıştığı AB'nin mevzuatlarında ise gıda maddelerinde de GDO kullanılıyor. Buradaki bu çelişki Milupa ürünlerinde GDO'nun tespit edilmesiyle patlak verdi. Milupa'dan yapılan açıklamada da kendilerini Türkiye'deki mevzuatların değil AB mevzuatlarının bağladığına dikkat çekildi.
KANUN UYGULANABİLECEK Mİ?
Biyogüvenlik Kanunu'nun 15'inci maddesine göre, gıdalarda GDO bulunduranlara 5 ila 12 yıl arasında hapis cezası öngörülüyor. Kanunun ilgili maddesi AB'nin müdahalesi sonucunda Milupa'cılara uygulanıp uygulanmayacağı ise merakla bekleniyor.
MİLUPA, TÜRKİYE'Yİ DEĞİL AB'Yİ Mİ TANIYOR?
GDO skandalının ortaya çıkması üzerine Milupa, kendisini savundu. Milupa ürünlerinin GDO açısından güvenli olduğu belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Ürünlerimizde, sadece Avrupa Birliği Kanunlarına uygun olduğu sertifikalandırılmış hammaddeler kullanılıyor. Tüketicimize sunulmaya hazır ürünlerimiz, geliştirilmiş kontrol sistemleriyle laboratuarlarımızda GDO açısından, diğer konularda da olduğu gibi test edilmekte ve ancak bundan sonra tüketicilere sunulmaktadır” Milupa bu açıklamasında AB'nin kanunlarına özellikle vurgu yaparak, kendisini Türkiye'deki kanunların değil AB kanunlarının bağladığını belirtmesi dikkat çekti.
DEHŞETİN BELGESİ: Milupa ürünlerinde GDO tespit edildi
Türkiye GDO'yu resmen serbest bıraktı
YENİ BİLGİ:
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın Şubat 2014'de de Milupa ürünlerinde GDO tespit ettiği ama kamuoyundan gizlediği öğrenildi.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar