Parkinson Hastalığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Emre, 'Dünyada 5 milyon, Türkiye'de 100 bin civarında Parkinson hastası bulunuyor. Her yıl yaklaşık 10 bin yeni teşhis konuluyor' dedi.
Dünyada 5 milyon, Türkiye'de 100 bin civarında Parkinson hastası bulunduğu, her yıl yaklaşık 10 bin yeni teşhis konulduğu bildirildi.
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Emre, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Parkinson hastalığının ülkede hala tam olarak tanınmadığını, özellikle Alzheimer ve başka nörolojik hastalıklarla karıştırıldığını söyledi.
Parkinson hastalığının, beyinde yer alan ve "dopamin" adı verilen maddeyi üreten hücrelerin yavaş yavaş kaybıyla ortaya çıktığını, dopaminin, hücreler arası iletişimde kullanıldığını, hareketlerin başlatılması, hızlı ve ahenkli yapılabilmesinde rol oynadığını aktaran Emre, "Dopamin yeterli miktarda üretilemeyince Parkinson belirtileri ortaya çıkar. Parkinson hastaları, teşhis konduktan sonra 20 yıl veya daha fazla süreyle hastalıkla yaşamlarını sürdürür ancak yaşam kaliteleri özellikle ilerleyen yıllarda olumsuz etkilenir" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Emre, hastaların büyük çoğunluğunda aile öyküsü bulunmadığını, vakaların yaklaşık yüzde 10'unda ise genetik bozukluk tespit edildiğini ifade ederek, "Genç yaştaki hastaların büyük kısmında akraba evlilikleri sonucu ortaya çıkan kalıtımsal bir Parkinson çeşidi ortaya çıkıyor" dedi.
Bu yılın teması: "Yaşayacak daha çok yıllarınız var"
Dünya Parkinson Günü'nde hastalıkla ilgili farkındalığın artması için etkinlikler düzenlendiğini ifade eden Emre, bu yılki sloganın "Parkinson son değildir. Yaşayacak daha çok yıllarınız var" olarak belirlendiğini bildirdi.
Bu sloganla hastalarının erken teşhis ve doğru tedaviyle uzun yıllar kaliteli bir hayat sürdürebileceklerini vurgulamayı amaçladıklarını dile getiren Emre, "Bu yüzden de hastalığın belirtilerinin ve doğasının iyi tanınmasını, Parkinson teşhisi konulduğunda hastalarımızın hastalığa pozitif yaklaşım ve hekimleriyle işbirliği içinde olmalarını istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"Her yıl 10 bin yeni teşhis konuluyor"
"Hastalığın Türkiye'de görülme sıklığı ve diğer ülkelerdeki verilerle benzerlik taşıyıp taşımadığı" sorulan Emre, dünyada 5 milyon, Türkiye'de 100 bin civarında Parkinson hastası bulunduğunu, her yıl yaklaşık 10 bin yeni teşhis konulduğunu belirtti.
Parkinson hastalığının görülme sıklığı yaşla arttığı için yaşlı nüfusun çok olduğu ülkelerdeki rakamların daha fazla olduğunu anlatan Emre, "Elimizde somut veriler olmamasına karşın ülkemizde görülme sıklığının dünyada görülme sıklığından farklı olmadığını düşünüyoruz" dedi.
Prof. Dr. Emre, Parkinson ile mücadelede erken teşhis, fizyoterapi ve egzersiz, uygun ilaçlarla doğru tedavi seçiminin uzmanlarca yapılmasının çok önemli olduğunu, böylece hastalığın önemli ölçüde kontrol altına alınarak yaşam kalitesi yükseltildiğini söyledi. (ANKARA - SELMA BIYIKLI ADABAŞ / AA)
Haberin olsun Türkiye!
Binbir türlü hastalığa maruz olan Türkiye, bunların nedenlerini yüksek sesle haykıranları susturmak için "ekran sertifikası" çıkarmaya kalkıyor. Amaç gerçekler ortaya çıkmasın, ilaç firmaları milleti ve ülkeyi soyup soğana çevirsin.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar