Domuz gribi aşısı skandalı, zaten tartışmalı olan aşılara olan tepkiyi büyüttü. Bir çok veli çocuklarına aşı yaptırmak istemiyor. Ancak bazı aile hekimleri ailelere baskı uyguluyor hatta tehdit edenler bile var. Ancak mahkeme bu 'tehdite' dur diyerek yeni bir süreç başlattı.
Çocuğuna aşı yaptırmak istemeyen Fatih Dursun Alkan'a aile hekimi baskı uyguladı. Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'ne müracaat eden Fatih Dursun Alkan'a Sağlık Bakanlığı'na aşı yaptırıp yaptırmamanın yasal dayanaklarını sormasını önerdik.
SAĞLIK BAKANLIĞI: AŞI YAPTIRMA MECBURİ DEĞİL
![]() |
|
|
Alkan'ın Sağlık Bakanlığı'na yönelttiği bilgi edinme sorusuna Türkiye Halk Sağlığı Kurumu: "Aileler çocuklarına aşı yaptırmaya mecbur olmamakla birlikte; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun ilgili hükümleri çerçevesinde hareket edilmesi gerekecektir. Zira, 5395 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin birinci alt bendi ile, bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru çocuğun korunma ihtiyacı olan çocuk olarak kabul edileceğine yer verilmiş, aynı Kanunun “Temel ilkeler” başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile, çocuğun yaşama, gelişme, korunma ve katılım haklarının güvence altına alınması, (b) bendi ile de, çocuğun yarar ve esenliğinin gözetilmesi güvence altına alınmıştır...." diyor
ABA ALTINDAN SOPA
Sağlık Bakanlığı verdiği bu cevapta her ne kadar aşı yaptırmanın mecburi olmadığını yazmak zorunda kalsa da metnin devamında aba altında sopa göstermeye çalıştı.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu yetkilileri ile yaptığımız özel görüşmede yasal bir sorunluluk olmadığı belirttiler. Aşılara karşı ciddi bir güvensizlik ve tepki olduğunu kabul eden bürokratlar; "Aslında artık kimseyi mecbur tutmuyoruz. Yasal olarak kimse aşı olmaya mecbur değil. Ancak ileride bize dava açılmaması için çocuğuna aşı yaptırmak istemeyen velinin yazılı beyanda bulunmasını istiyoruz. Aşı uygulaması da aile hekimleri açısından bir performans geliri sağladığı için birçok doktor gelir kaybına uğradığını düşünerek baskı uyguluyor. Bazı il müdürlükleri de alınganlık yaparak dava açabiliyor" dediler.
MAHKEME AŞI YASAL ZORUNLULUK DEĞİL
Hollanda'daki Türk çocuklarının aileden alınarak başkalarına verilmesine tepki gösteren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu kez aynı hayata düşerek (Bandırma İlçe Müdürlüğü), Manyas Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı. Davayı hızlı bir şekilde karara bağlayan mahkeme, "aşı olmak zorunlu değil" diyerek talebi reddetti.
7 yaşındaki kızı Z.D. ile 22 aylık oğlu Y.E.'ye aşı vurdurmayan baba Fatih Dursun Alkan'ı haklı bulan mahekme gerekçesini ise şöyle açıkladı: “Aşılar, koruyucu tedavi niteliğinde. Uygulanması zorunlu değil. Yasalarda ve mevzuatta, aşının yapılması gerektiğine ilişkin düzenleme ve zorunluluk yok. Zorunlu aşı yapılmasının istisnası, Hıfzıssıhha Kanunu'na göre salgın hastalık.”
Karardan memnuniyet duyan baba Alkan, çocuklarının üzerine titrediğini ancak aşı içeriğinden endişe ettiğini söyledi. Çocuklarına aşı yaptırmayacağını belirten baba, “İçeriklerinde cıva var. Bazı hayvanlara ait maddeler bulunuyor. Ayrıca değişik kimyasallar söz konusu. Ben çocuklarıma bunların zerk edilmesini istemiyorum.” dedi.
RECEP AKDAĞ VE AŞILAR
Türkiye'de halen çocuklara 24 çeşit aşı yapılıyor. Bu aşıların 10 adedinin sabık Sağlık Bakanı Recep Akdağ döneminde uygulamaya konulması ilginç bir durum. 2011'den bu yana binde birlik bir oranı bile bulmayan sembolik bir aşı üretimi olan Türkiye, 2012 yılında 5 küresel aşı firmasından yarım milyar dolarlık aşı satın aldı. Domuz gribi aşılarını herkese uygulamak isteyen Bakan Akdağ, henüz klinik çalışmaları tamamlanmayan aşılarda 45 milyon aşı almış ve ülkeyi 480 milyar Avro zarara sokmuştu.
Dünya Sağlık Örgütü Başkanı'nın 'domuz gribi salgı(!)nın olmadığı için aşı olmayı düşünmediğini ağzından kaçırması üzerine Türkiye'de de aşı uygulaması sona ermişti. Şimdi ise kulislerde eski Bakan Akdağ'ın aşı dahil birçok uygulamasıyla ilgili Bakanlık bünyesinde soruşturma ve incelemelerin yürütüldüğü bilgisi dolaşıyor.
Türkiye'de; Çiçek, Tetanoz, Difteri, Boğmaca, BCG, Oral Polio (çocuk felci), Difteri, Boğmaca, Tetanoz), Kızamık, Hepatit-B, Kabakulak, Hib (menenjit), Hepatit B adölesan, Pentavalan (beşli karma), Konjuge pnömokok, Anne ve Yenidoğan Tetanozu, Dörtlü (Aselüler, Boğmaca, Tetanoz, İnaktif Polio) Karma, Hepatit A, Suçiçeği, Tetanoz gibi 24 çeşit aşı uygulanıyor.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar